8. ÜNİVERSİTE KURULTAYI'na sunumlarıyla destek veren, görüş-öneri ve sorularıyla kurultayı zenginleştiren tüm katılımcılara teşekkür ediyoruz!
8. ÜNİVERSİTE KURULTAYI
SONUÇ BİLDİRGESİ
(20-21 Mart 2015, İzmir)
1. Toplumu aydınlatma ve topluma yön verme
işlevi, üniversitelerin asli görevidir. Üniversiteler ve akademisyenler olarak,
susturulmuşluğu ve sindirilmişliği kabul etmiyoruz.
Üniversitelerin bilgi üretimi ve bilgi aktarımı
yanında en az onlar kadar önemli bir diğer işlevi de hiç kuşkusuz, içinde bulunduğu topluma
karşı olan aydın sorumluluğudur. Ülkemizde son yıllarda, barış ve huzur ortamı,
temel insan hak ve özgürlükleri, ulusal değerlerimiz ve cumhuriyet kazanımlarımız
konusunda önemli sıkıntılar yaşanmaktadır. Tüm bu olumsuzluklar karşısında
üniversiteler suskun ya da duyarsız kalmayacak, topluma karşı uyarıcı görevini
yerine getirmekten ve toplumu aydınlatmaktan asla vazgeçmeyecektir.
2. Laiklik, aklı ve evrensel değerleri
önceleyen çağdaş eğitim ve özgür bilimin, olmazsa olmaz ana koşuludur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş uygarlık yoluna girmesini
sağlayan devrimlerin en önde gelenlerinden biri aydınlanma devrimi, diğeri de
farklı din ve inançlara eşit mesafede duran, bireyin inancını kendi özgür
iradesine bırakan evrensel ve humanist bir anlayış olan laikliktir. Bu iki
devrim benimsenmedikçe ülkemizin uygarlık yolunda ilerlemesi, fikri hür,
vicdanı hür kuşakların yetişmesi, temel insan hak ve özgürlüklerinin kalıcı
olması mümkün değildir. Son yıllarda üniversitelerde dinsel unsurların ve
dinsel kadrolaşmaların ivme kazanması laik eğitim ve özgür bilim açısından son
derece tehlikeli sonuçlara gebe olup kaygı verici boyutlara ulaşmıştır.
3. Üniversitelerde nitelik, niceliğin önünde olmalıdır.
Son yıllarda “her ile bir üniversite” sloganı ile
altyapısı ve donanımı, öğretim üyesi kadrosu ve tahsisi sağlanmadan çok sayıda
özel, vakıf ve kamu üniversitesi açılmaktadır. Bu durum ülkemizde yeterli ve
nitelikli eğitim almamış üniversite mezunu diplomalı işsizler ordusunun
sayısının her geçen gün artmasına neden olmaktadır. Üniversite mezunlarının
nitelik ve istihdam sorunu yanında, üniversite akademik kadrolarının
belirlenmesinde de ne yazık ki bilimsel liyakat yerine bilim dışı güç
odaklarına yakın olma gibi farklı ölçütlerin geçerli olması, akademik
saygınlığı ve bilim üretimini olumsuz yönde etkilemektedir.
4. Çağdaş bir yüksek öğretim modelinden söz
edebilmek için akademik, mali ve yönetsel açıdan tam bir özerklik gerekir.
Özgür bilimsel çalışma ortamı ve iş güvencesinin
sağlandığı akademik özerklik; kamudan ayrılan bütçenin kullanılmasında seçilmiş
yönetimin tam yetki ve sorumluluğa sahip olduğu mali özerklik ve yöneticilerinin
üniversiteyi oluşturan unsurlar tarafından yapılacak seçimle belirlendiği
yönetsel özerklik çağdaş bir yüksek öğretim modelinin olmazsa olmaz
koşullarıdır.
5. Üniversite Sanayi işbirliğinde piyasanın
değil, toplumun çıkar ve ihtiyaçları temel amaç olmalıdır.
Üniversitelerin sanayi ile yapacağı işbirliği, toplumun refah seviyesi ve ulusal kalkınma için önemlidir. Ancak bu işbirliği, bilimin sermayenin dayatmalarından bağımsız olduğu, sermayenin emrine girmediği, bilimsellikten ödün verilmediği taktirde kabul edilebilir. Bu koşullar sağlanmazsa bilimin, piyasanın ve ticari çıkarların reklam malzemesi olmasının önüne geçilemez. Bu bağlamda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, toplumun ihtiyaçları doğrultusunda bilimsel proje ve Ar-Ge çalışmalarını içinde toplayan ulusal bir araştırma alanı oluşturulması noktasında düzenleyici ve destekleyici işlevini vakit geçirmeksizin yerine getirmelidir.
6. Üniversitelere girişte para değil, başarı
ölçüt olmalıdır.
Yükseköğretimde ilk özelleştirme vakıf üniversitelerinin
kurulması ile başlamış, ardından kurulan özel üniversitelerle üniversiteler
işletme, öğrenciler müşteri konumuna indirgenmiştir. Üniversite seçme
sınavlarında ana ölçüt öğrencinin vereceği para değil, gösterdiği sınav
başarısı olmalıdır. Başarının ölçüt olduğu kamu üniversiteleri ile paranın
ölçüt olduğu özel ve vakıf üniversiteleri arasındaki puan uçurumları
getirilecek taban puanı uygulamaları ile önlenebilir. Ancak bu uygulama sadece
tıp ve hukuk fakülteleri için değil tüm fakülteler için geçerli olmalıdır.
7. Üniversitelerde baskı ve şiddet değil, özgür
düşünce, özgür bilim ve sağduyu egemen olmalıdır.
Farklı düşünce ve fikirler, üniversitenin
zenginliğidir. Farklı düşüncelere sahip öğrencilerin bu fikirlerini şiddete
başvurmadan, sağduyudan ödün vermeden, üniversiteli olma ruhuna yakışır şekilde
dile getirmeleri gerekir. Bu bilinç, küresel kirli senaryoların amacına hizmet
etmemek, üniversitenin özgür düşünce ve tartışma ortamına zarar vermemek adına
son derece önemlidir. Bu konuda üniversite yönetimlerine de büyük bir
sorumluluk düşmektedir. Üniversite yönetimlerinin, üniversitenin can damarı
olan, bilimsel, kültürel ve sosyal etkinlikleri iptal edip yasaklamak yerine,
kampüslere kesici delici alet, ateşli silah gibi şiddet unsuru taşıyan
maddelerin sokulmaması konusunda gerekli önlemleri zamanında ve etkin olarak
almaları gerekir.
8. Bilim ve sanat toplumsal kültürün
oluşmasında birbirinden ayrılmaz iki evrensel değerdir.
Çağdaş bireylerin topluma kazandırılmasında
üniversitelerdeki akademik ve mesleki eğitim süreci kadar kültür, sanat ve spor
eğitiminin verilmesi de son derece önemlidir. Sanat olmayan etkinliklerin kamu
iletişim araçlarında sanat olarak gösterildiği, sanatın erozyona uğratıldığı,
devlet tiyatroları, devlet opera ve balesi ve devlet senfoni orkestralarının
kapatılmaya çalışıldığı, tüketim psikolojisinin kültürel yozlaşmayla
sonuçlandığı günümüzde, yaratıcılığı geliştiren, bireyin düşünsel dünyasını zenginleştiren
gerçek kültür ve sanat eğitiminin gerekliliği daha da güncellik kazanmış, daha
da önemli hale gelmiştir.
9. Evrimi dışlayan bir eğitim sistemi bilimsel
olmaktan uzaktır.
Bilim insanları arasında evrimin gerçekliğine ilişkin
hiç bir kuşku yoktur. İnsanlığın yaşam
seviyesini yükselten gelişmelerin temelinde, evrim biliminin anlaşılması ve
uygulanması önemli bir yer tutar. Evrimi dışlayan bir eğitim sisteminin
bilimsel ve akla dayandığını söylemek mümkün değildir.
10. Üniversite rektörlük seçimlerinde öğretim
üyesi iradesi tanınmalıdır.
Mevcut rektörlük seçim sistemi antidemokratik
yapısıyla tam bir aldatmacadır. Rektörlük seçimlerde öğretim üyelerinin oyları
ile ilk sırada seçilen aday kayıtsız şartsız atanmalıdır. Bu bağlamda İstanbul
Üniversitesi rektörlük seçimlerinde en yüksek oyu alan rektör adayının doğrudan
atanması gerekir.
11. “Direnen Bilim İnsanı” ödülü Prof. Dr. Rennan
Pekünlü’ye verilmiştir.
8.Üniversite Kurultayı’nda, sonraki kurultaylarda da
geçerli olmak üzere özgür bilim ve evrensel değerleri savunan, bu konuda her
türlü baskı ve otoriteyi reddeden, karanlığa ve gericiliğe karşı mücadele eden
bir bilim insanına “Direnen Bilim
İnsanı” ödülü verilmesine karar verilmiştir. 8.Üniversite Kurultayı’nda tüm katılımcıların oy birliğiyle, bu ödül Sayın Prof. Dr. Esat Rennan
Pekünlü’ye verilmiştir.
İçinde
bulunduğumuz tüm olumsuz koşullara rağmen üniversite öğretim elemanı dernekleri
aydınlanma ve örgütlenme mücadelesini sürdürmeye kararlıdır. Kurultaylarımız bu
mücadelenin temel araçları olmaya devam edecektir.
‘Dağ nice yüksek
olsa da yol onun üzerinden aşar.’
ÖNEMLİ DUYURU!!!
8. ÜNİVERSİTE KURULTAYI YER DEĞİŞİKLİĞİ DUYURUSU
Ege Öğretim Elemanları Derneği (EGÖDER) tarafından; 20-21 Mart 2015 tarihlerinde düzenlenecek olan “8.Üniversite Kurultayı” nın yapılacağı Ege Üniversitesi Muhiddin Erel Amfisi’nin tahsisinin üniversite yönetimi tarafından iptal edilmesi nedeniyle yeni kurultay salonlarımız 20 Mart 2015 Cuma günü için 'Anemon Ege Otel' (Ege Üniversitesi Hastanesi arkası)”, 21 Mart 2015 Cumartesi günü için 'Anemon Fuar Otel' (Fuar Montrö Kapısı karşısı) olarak belirlenmiştir.
Katılımınız kurultayımıza güç katacaktır.
Prof. Dr. Can Ceylan
Ege Öğretim Elemanları Derneği Başkanı
(8.Üniversite Kurultayı Düzenleme Kurulu Adına)
8.ÜNİVERSİTE KURULTAYI
20 Mart 2015 Cuma
ANEMON EGE OTEL (Ege Üniversitesi Hastanesi arkası)
21 Mart 2015 Cumartesi
ANEMON FUAR OTEL (Fuar Montrö Kapısı karşısı)
------------
ÖNEMLİ DUYURU!!!
8. Üniversite Kurultayı Salon Değişikliği'ne İlişkin Açıklama
Ege Öğretim Elemanları Derneği
(EGÖDER) Yönetim Kurulu; üniversitelerimizin bilim, eğitim ve topluma hizmet
işlevlerini masaya yatırmak ve mevcut sorunlara çözüm önerileri getirmek
amacıyla, 20-21 Mart 2015 tarihlerinde, “Üniversiteler, Sorunlar ve Çözümleri”
ana başlıklı bir üniversite kurultayı düzenleme kararı almış ve diğer üniversite
öğretim elemanları derneklerinin de içinde bulunduğu bir süreçle hazırlıklarına
başlamıştır. Bu kapsamda kurultayın düzenleneceği salon için, aylar öncesinden
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı’na dilekçe ile başvurularak Tıp
Fakültesi bünyesindeki “Muhiddin Erel” amfisi için gerekli izin alınmıştır.
Sonraki süreçte, kurultayın duyurusu basın yayın organları dahil olmak üzere tüm
öğretim üyesi dernekleri ile ülkemizin akademik camiasına yapılmış ve
organizasyon hazırlıklarında son aşamaya gelinmiştir. Ancak Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesi yönetimi, 13 Mart 2015 tarihinde kurultayın düzenlenmesine 6 gün
(4 iş günü) kala, Ege Üniversitesi’nde 20 Şubat 2015 tarihinde yaşanan üzücü
olaylar nedeniyle üniversite senatosunun 24 Şubat 2015 tarihli “kongre ve
sempozyum gibi bilimsel etkinlikler hariç tüm sosyal, kültürel ve sportif
etkinliklerin iptali” kararını gerekçe göstererek, Ege Öğretim Elemanları
Derneği Başkanlığı’na gönderdiği bir yazı ile daha önce izin vermiş olduğu
Muhiddin Erel Amfisi’nin tahsisini iptal ettiğini bildirmiştir.
Ülkemizin bir çok saygın bilim
insanının konuşmacı ya da katılımcı olarak katılmayı planladığı 8. Üniversite
Kurultayı’nın, Ege Üniversitesi üst yönetimi tarafından bir bilimsel etkinlik
olarak görülmemesinin, üniversitenin sorun ve çözümlerinin tartışılacağı bu
akademik ve bilimsel etkinliği, üniversitemizin herhangi bir salonunda
yapamayacak olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz.
Bugün itibarıyla, kurultay
düzenleme kurulunun, kurultayı gerçekleştirebilmek için kurultay salonu olarak
başka seçenekler araştırma arayışına girmekten başka çaresi kalmamıştır.(Temin
edilecek yeni salon daha sonra kurultay web sayfasında
-universitekurultayi2015.blogspot.com.tr- açıklanacaktır) 24 Şubat 2015 tarihli
Üniversite Senato kararından sonra, derneğimizin Tıp Fakültesi yönetimiyle
görüşmesinde, düzenlenecek kurultayın bilimsel bir etkinlik olduğu, iptal
kararının kapsamı dışında değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmasına ve salonun
tahsisinde bir sorun olmadığı konusunda onay alınmasına rağmen, son anda salon
tahsisinin iptali şeklinde tebliğ edilen bu talihsiz gelişmeyi başta ülkemiz
akademik camiası olmak üzere basının ve kamuoyunun takdirine
bırakıyoruz.
Prof. Dr. Can Ceylan
Ege Öğretim Elemanları Derneği
Başkanı
(8.Üniversite Kurultayı
Düzenleme Kurulu Adına)